By: dudexa | March 07, 2018


Pest kontrol sektöründe çalışan arkadaşlarımızın sorunları ve güncel sektörel tartışmalar arasında çoğu zaman yeteri kadar yer bulamadığını düşündüğümüz ancak çok ciddi bir şekilde önümüzde duran bir konu var: “sorumluluk”


O kadar çok konunun kilidi ki aslında bu kelime. Yeterli derecede üstünde durduğumuz zaman sektörün birçok alanında iyileşmeye yol açacaktır. Mesela en çok konuşulan sorun olan fiyat rekabeti. Gerçekten yaptığı işin sorumluluğunu alan firmalar bu rekabete girmeyi göze alamayacaktır. En ucuz işi yapabileyim diye en ucuz malzeme kullanmak yerine, en doğru işi yapayım ve arkasında durabileyim diyen firma fiyatla rekabet edemez.


Peki nelerin sorumluluğunu alıyoruz? Aslında sorumlu olduğumuz alanlarda insan sağlığı ve hatta hayatı, gıda güvenliği, bina güvenliği, yangın güvenliği vb. birçok konuda sorumluluğumuz var. Peki bunu ne kadar önemsiyoruz? Başımıza gelmedikçe olası riskleri göz ardı ediyoruz. Ama doğabilecek sonuçlara manevi ve maddi olarak katlanabilecek noktada mıyız?


Nasıl bir bilinç olmalı?


Biz acaba işimizi doğru yapmazsak cezai yaptırımlarla karşılaşabilir miyiz? Bu maalesef iş yaptığımız coğrafyada pek sık rastlanan bir durum değil. Doğru iş yapmanın dahi kriterleri henüz belirgin bir şekilde tespit edilememişken…


Sektörel ve kişisel etik kaygılarımız mı olmalı? Elbette ki olmalı. Kendimizi en doğru şekilde eğitmeliyiz. Bilgi olan her yere koşmalıyız. Sağlık alanında hizmet veren bir sektörde faaliyet gösteriyorsanız bilgili olmak zorundasınız. Istasyon ve pompadan başka araçlarınız olmalı. İlaç kullanımını minimize edecek tecrübeye sahip olmalısınız. Çevre bilinciniz olmalı. Ama olur mu? Evet olabilir ama herkes için geçerli olmayabilir. İstekli olsa dahi imkanları yeterli olmayabilir. Peki yeterli imkanları ya da bilgisi olmayan firmalar nasıl sorumluluk alabilir?


Burada galiba iş yine kanun koyuculara düşüyor. Ancak iş yerleri ya da ekipmanlarla ilgili standartlar geliştirmek yerine, bu işi bir meslek olarak gören, yaptığı işin sorumluluğunu alan insanlar yetiştirerek ve bu insanların çalıştırılmasını sağlayarak. Bu işi yapacak operatörlere iki günlük bir eğitimin ardından geçemeyen kimsenin olmadığı bir sınavla belge verilmesi yerine meslek yüksekokullarında ciddi eğitimleri olan bir meslek haline getirilmesi ne güzel olurdu. O zaman yaptığı işin sorumluluğunu alan, bilinçli operatörlerle çalışan firmalar, bu operatörlerin kaliteyi yükseltme talepleri ve firmaların bu konudaki çalışmaları zaten insanları fiyat düşünmekten uzağa taşırdı.


Ama galiba daha zaman var. Biz yine de düşünelim:


  • Kendi çocuğumun yemek yediği yerde yapmayacağım uygulamayı bir restoranda yapmalı mıyım?

  • Birinci sınıf hayat (temsili söylenmiştir) sürmek için kurmuş olduğumuz işletmelerde, müşterilerimize ikinci sınıf hizmet vermek ne kadar sürdürülebilir?

  • Bir gün müşterilerimden birine zarar verirsem vicdanen nasıl hissederim?

  • Müşterilerimin taşınmazları zarar görürse bu zararı karşılayabilir miyim?

  • Ucuz hizmet verebilmek için en ucuz ürünleri kullanıyorum. Peki benim maliyetimi ne kadar etkiliyor? Değer mi? Sorun çözülmediği zaman marka imajıma ve güvenilirliğime olan etkisinin fiyatı nedir?


Ve düşünmemiz gereken en önemli soru:


  • BEN (YA DA OPERATÖRLERİM) BU İŞİ BİLİYOR MUYUM?

Category: Uncategorized 

Tags: